Balıkesir 1 Şubesi

ÖĞRETMENE ŞİDDETE HAYIR ORTAK BASIN AÇIKLAMAMIZI YAPTIK

Eğitim-Bir-Sen Balıkesir 1 Nolu Şube olarak, geçtiğimiz günlerde İzmir Ödemiş Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen in şehit edilmesi nedeniyle, diğer egitim sendikalari ile birlikte düzenlediğimiz 'Öğretmene Şiddete Hayır' konulu, Ali Hikmet Paşa meydanındaki basın açıklamamızı 18 Aralık 2017 Pazartesi günü gerçekleştirdik.

 

 

 

Şube Başkanımız Mehmet Çabuk tarafından okunan ortak basın açıklamamız şöyle;

ÖĞRETMENE SAHİP ÇIKMAK GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAKTIR!

 

Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Neredeyse gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım. Eğitimcileri hedef alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalı her bakımdan üzücü olduğu kadar, düşündürücüdür.

Bu acı haberlerin sonuncusu da birkaç gün önce İzmir Ödemiş’ten geldi. Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, iki öğrencisi tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Şehit olan Öğretmenimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, tüm eğitim camiasına ve milletimize başsağlığı diliyoruz. 

Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyor, telin ediyoruz. Öğretmene şiddet konusunda bütün eğitim çalışanlarının yek vücut şekilde dimdik ayakta olduğunu tüm Türkiye kamuoyuna ilan ediyoruz.

Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda, sorumluluk makamlarını işgal edenlerin de kınama mesajlarını tabii ki olumlu buluyoruz. Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını da beklediğimizin bilinmesini istiyoruz.

Artık yeter!                  

 

Terör saldırıları sonucu şehit edilen Aybüke ve Necmettin öğretmenin acı, hüzünlü hatıraları hâlâ yüreğimizi dağlarken, kaygı verici boyutlara varan

eğitimciye şiddet  üzüntümüzü katmerleştiriyor. Okullarımız, çocuklarımızın ve onların emanet edildiği öğretmenlerimizin kendilerini en güvende hissetmesi gereken yerlerdir. Okullarda güvenliği sağlayamamak demek, geleceğe sahip çıkamamak demektir.

Milli Eğitim Bakanlığının, öğretmenlere yönelik şikayet etme hatları, performans ölçme uygulamaları, mesleki ve ekonomik haklarından yoksun bırakması itibarsızlaştırma politikasının somut gerçekleridir. Eğitim çalışanlarının çalışma huzurunun bozulmasına, mağduriyetine neden oluşturan ve bir baskı aracı olan Alo 147 hattı suistimal edilen bir uygulamadır ve bir an önce kapatılmalıdır.

Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda gerekli önlemlerin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir.

Tekraren Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Hükümete çağrıda bulunuyoruz:

Artık sabırlar tükendi!

                                     

Özelde öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek ve bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için derhal harekete geçilmelidir.

Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz!

Ayrıca medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin, öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da hatırlatmak istiyoruz.

Şu hususun da dikkatlerden kaçırılmamasını özellikle belirtiyoruz: Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur. İzmir’deki gibi hadiseler üzerinden öğrencilerimize karşı duyduğumuz sevgi ve sahiplenme hissiyatımızdan kimse şüphe etmesin.

 

 

En ücra köşelere tayin edildiğinde bile “vatan toprağıdır” diyerek görev alanı kabul eden, hali hazırda yoksulluk ve işsizlikle her an burun buruna getirilen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri, toplumda baş tacı edilmesi gerekirken; hükümetin itibarsızlaştırma politikaları sayesinde her türlü saldırıya açık hale gelmiştir.

Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız, çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki eğitim, okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı beraberliğimize katkı sağlamanızdır.

İzmir’de kaybettiğimiz Ayhan Kökmen başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm eğitim çalışanlarımızı rahmetle anıyor, şiddete maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyor, öğretmene şiddeti lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri hadiselerle kamuoyu gündemine gelmemeyi diliyoruz.

     Bizler, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen meslek onurumuza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkarak, bu tür olayların yaşanmaması için tüm gücümüzle seferber olacağız. Çünkü saldırıya uğrayan, öldürülen bizim geleceğimizdir.

Unutmayalım; öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır.