8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMAMIZI YAPTIK
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle 8 Mart 2017 Çarşamba günü sendika lokalimizde Şube Kadın Komisyon Başkanımız Nazmiye Yıldız hanımefendi bir basın açıklaması yaptı.Basın açıklamamıza Eğitim-Bir-Sen Balıkesir 1 Nolu Şube Başkanı Mehmet Çabuk, Şube Yönetim Kurulu üyeleri, Şube Kadın Komisyonu Yönetim Kurulu Üyeleri ile üyelerimiz katıldı.
Şube Kadın Komisyonu Başkanımız Nazmiye Yıldız Hanımefendinin yaptığı basın açıklaması şöyle;
GELECEĞİMİZİN GERÇEK MİMARI KADINLARIMIZ OLACAKTIR
Emeğin, alın terinin hak ettiği karşılığı bulması, insanın inandığı değerlere uygun yaşamasını sağlamak noktasında mücadele etmeyi amaç ve ilke edinen bir sivil toplum örgütü olarak, bütün kadınlarımızın gününü kutluyor, kendilerine sağlık, huzur ve başarı diliyoruz.
Tarihsel arka planı itibarı ile emeklerine sahip çıkmak için greve giden 126 kadın dokuma işçisinin ölüm yıldönümü olan bugünün; hafızalarımızda kadın, emek, hak mücadelesi ve acı kavramları arasında kurduğu ilişkiyi önemli buluyoruz. 8 Mart, 160 yıl önce bugün ABD’de hayatını kaybeden kadın işçileri anmak için başlayan ancak zamanla kutlama programlarına evirilen bir süreçtir. Geçmişte ideolojik olarak tekelleştirilmekten fazlasıyla nasibini almış olan 8 Mart’ın, farklı çevrelerce kutlanarak yaygınlaşması, içinde barındırdığı problemli bakış açısını azaltmamaktadır.
Dünya Kadınlar Günü, seküler ideolojik çevrelerce “Kimsenin Namusu Değilim, Bedenim Benimdir, Sokağa Çık Özgürleş” söylemiyle araçsallaştırılmakta, muteber kadın kimliği dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Kadınların mağdur edildiği her olumsuz olayı, kadın özgürlüğü ve kadın hakları mücadelesi perdesi altında dine, geleneğe, medeniyet tasavvurumuza fatura edilmesi bu ideolojik bakışın bir ürünüdür. Erkek egemen ve otoriteryen kodların var olduğu bir toplumsal zeminde, kadın olarak yaşamanın zorluğunu müşahede ediyoruz. Lakin bununla beraber kültür ve medeniyet dünyamızda bir o kadar kutsanan anne ve eş kimliklerinin varlığını da biliyoruz. İdeolojik yönü ağır basan bu günü vesile ederek, kadının ayrı bir kategori olarak anıldığı her mecranın bir problematiğe işaret ettiğinin altını çizmek istiyoruz. Bu vesile ile dünya kadınlar gününe yönelik yaklaşımın, yeni bir paradigma çerçevesinde tartışılması gerektiğine inanıyoruz
Toplumsal kamplaşmayı arttıran tüm bu söylemlerin ötesinde insan hakları merkezli, yaşanabilir bir dünya için kadının toplum içindeki konumunu güçlendirecek bir anlayışı geliştirmek zorundayız. Hali hazırda ülkemizde istihdam oranı erkeklerin istihdam oranının yarısı kadar olan, siyasi alanda erkeklere göre daha az yer bulan, bunun yanında okur yazarlık oranı erkeklerden 5 kat düşük olan bir kadın realitesini yaşıyoruz. Çalışma hayatının hemen her kademesinde erkeklere oranla geride olan kadın istihdamının arttırılması ve istihdam edilen kadınların eş ve anne olma kimliklerinin örselenmediği koşulların sağlanmasında sendikacı kadınlar olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Çalışma hayatında kadınların sorunlarının çözümü ve adaletin tesisinde gerekli kavramsal çerçevenin oluşturulması için her tür çabayı göstermeye devam edeceğiz. Eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde yararlanılması, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması çözümünü talep ettiğimiz temel sorunlardandır. Eğitim Bir Sen Kadınlar Komisyonu Olarak, çalışan kadınların haklarını ararken, cinsiyetçi ve ötekileştirici bir söylemden uzak, medeniyet tasavvurumuzdan referanslarını alan hak, adalet ve özgürlük kavramlarını merkeze alan bir örgütlenme ve mücadele yöntemini benimsiyoruz.
Emek ve hak mücadelemizin ortaya konulmasında ekonomik ve siyasi istikrarı olan bir Türkiye’nin varlığı elzemdir. 16 Nisan’da bu ülkenin geleceğini oylayacağımız bir referandum var. Bu referandumda siyasi irademizi ortaya koymayı politik bir tercih olmanın ötesinde hayati bir mesele olarak görüyoruz. Ülke geleceğini dert edinen bir geleneğin müntesipleri olan sendikacı kadınlar olarak, emeğimizin ve ekmeğimizin çalınmadığı bir çalışma hayatı ve hakkımızı ararken hem tarafsız hem de bağımsız bir yargı istediğimiz için, Evet diyeceğiz. Bizler eğitimci kadınlar olarak, vesayetin yön verdiği tek tip insan üreten eğitim sistemin karşısında yer almak için evet diyeceğiz. Bizler insanlık ailesinin onurlu üyeleri olarak, demokrasinin ve özgürlüğün hâkim olduğu bir ülkede insanca yaşamak için, inanç ve fikir özgürlüğünün teminat altına alındığı “ötekisi” olmayan Türkiye için evet diyeceğiz. "
Yeryüzünü ifsat eden odakların millî bütünlüğümüzü, toplum yapımızı bozmak için her yönden, her yerden saldırdığı günümüzde, hak, hukuk, adalet ve saygı ölçülerini elden bırakmadan, millet olarak, hakkı ve hakikati her yerde ve her an savunacak, örgütlü mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Başta kadınlar olmak üzere, hakkı yenilen, zulme uğrayan, ezilen, sömürülen herkesin, dün olduğu gibi, bugün de yanında olmaya devam edeceğiz.
Eğitim-Bir-Sen olarak, başta kadın çalışanlar olmak üzere, bütün kadınların ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, sorunlarının çözümüne vesile olması dileğiyle bir kez daha kutluyoruz.