Toplumların dört temel hizmet alanı vardır: Eğitim, güvenlik, adalet ve sağlık. Eğitim, diğerlerinin temelini oluşturur. Eğitimin en önemli unsurlarının başında ise öğretmenler gelmektedir. Öğretmenlerin sorunları çözülmeden, en iyi eğitim sistemi bile olsa, eğitimde gelişme sağlamak mümkün değildir.
Eğitim çalışanları olarak her ne kadar en temel sorunumuz ekonomik olarak görülüyorsa da, son bir yılda Milli Eğitim Bakanlığı’nın keyfi uygulamaları ve Bakanın söylemleri bu sorunu unutturmuş durumda. Maalesef Sayın Bakanın öğretmenlerin en temel sorunu olan ekonomik sorunu unutturma yönüyle başarılı(!) olduğunu söylemek mümkündür. Çıkışlarıyla öğretmenlerin itibarını her geçen gün zedeleyen ve özlük haklarını gasp eden yöneticilik anlayışıyla hareket eden bir yöneticiden mali hakları iyileştirmesi konusunda katkı beklemek abes olacağı gibi, uygulamalarıyla eğitim çalışanlarının bedduasını alan bir Bakanının başarılı olmasını beklemek de bir o kadar abes olur.
Öğretmenlerin sorunlarına kulağını tıkayan ve sunduğumuz önerilerin önemli bir kısmını dikkate almadığı için her geçen gün sorunları kartopu gibi büyüten bir Bakanlığın sorunlara artık çözüm üretebileceğini düşünmüyoruz. Bir yıldır her gün farklı bir sorunla uyanır olduk. Son iki ayda öğretmenlerin yer değiştirmelerinde yaşanan sorunlar o kadar büyüdü ki, önümüzdeki öğretim yılında tam bir keşmekeş yaşanacağı aşikardır. Geçen Nisan ayından beri Bakanlık yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde, atama ve yer değiştirme için sağlıklı bir takvimin işletilmesini istedik. Maalesef bu konuya Bakanlığın en üst yöneticilerinden tutun en alt yöneticilerine kadar herkes kulak tıkamış durumda. Şu ana kadar sayısızca bilgi notu, talep yazısı ve rapor sunduk ama maalesef Bakanlık bunların çoğuna duyarsız kalmıştır. Okulların açılmasına kısa bir süre kalmasına rağmen Bakanlıkta hala bir belirsizlik, bir plansızlık sürmektedir. Oysa bugüne kadar sunduğumuz raporlar dikkate alınmış olsaydı, mağduriyetler asgariye inecek ve eğitim-öğretim yılı içerisinde yaşanması muhtemel sorunların önemli bir kısmı çözüme kavuşmuş olacaktı.
Bakanlığa sunduğumuz raporlar, bilgi notları ve talep yazılarında ve yaptığımız yüz yüze görüşmelerde;
-Mayıs ayında okulların dönüşümünü ve normların belirlenmesini, Anadolu liselerine öğretmen seçme sınavını kazanan öğretmenlerin atamalarının yapılmasını,
-Haziran ayında il içi ve il dışı yer değişikliği işlemleri ile iller arasında karşılıklı yer değişikliği işlemlerinin gerçekleştirilmesini,
-Temmuz ayında sınıf öğretmenlerinin yan alanlarını da kapsayacak şekilde branş değişikliği yapmalarına imkan sağlanmasını,
-Ağustos ayında özür durumuna bağlı yer değişikliği işlemlerinin ve ilk atamaların yapılmasını isteyerek; öğretmenlerin yaz tatillerinin zehir edilmemesini, Eylül’de az da olsa motive olmuş bir şekilde okullara dönmelerinin sağlanmasını talep ettik.
Bakanlık yetkilileri çok iyi hatırlarlar, son beş aydır yaptığımız onlarca görüşmede; yaz döneminde nasıl bir takvim işletilmesi gerektiği, çözüm yollarının ne olduğu yönündeki söylemlerimizi ve geçen her süreç sonrası güncellediğimiz çözüm önerilerimizi. Her süreç öncesi de, sonrasında olduğu gibi, sorunların çözüm yollarını paylaşarak her defasında uyarıcı görevimizi yerine getirdik. Bakanlık, kendi bildiğini yaptığı gibi, süreci de o kadar yavaştan aldı ki, bugün işin içinden çıkılmaz bir noktaya gelinmiştir.
Maalesef Bakanlıkta olmayan ahenk ve işbirliği, görev bilinci ve sorumluluk anlayışı, süreci bu noktaya getirmiştir. Özür durumuna bağlı yer değişikliğinde illerde farklı uygulamalardan dolayı Bakanlığı uyardığımızda da, illerin bir e-mail ile bilgilendirilmesiyle çözülecek basit hususlarda bile Bakanlık bürokratlarının inisiyatif alamadıklarına ve basit bir sorunu dahi kangrene dönüştürdüklerine şahit olduk.
Burada okulların açılmasına çok az bir süre var ama Bakanlık, kervan yolda dizilir anlayışında. Anlaşılan o ki, yüzbinlerce öğretmenin ve milyonlarca öğrencinin mağdur edilmesi sonucunda bir kaos ortamı oluşturulunca, Bakanlık bu anlayışından vazgeçecek.
Bakanlık, mağduriyetlerin bir kısmının yaşanmasını kaçınılmaz duruma getirdi. Ama gelinen süreçte oluşabilecek muhtemel yeni mağduriyetleri önlemek için tekrar uyarıda bulunmayı bir zaruret olarak görüyoruz.
Bazı sorunlar kangrenleşmiş olsa da, yeni sorunların ve mağduriyetlerin oluşmaması için az da olsa Bakanlığın öğretmen diye bir derdi varsa, şu önerileri dikkate alarak, bizi yanıltmasını isteriz:
-Bu hafta (23-26 Ağustos) içerisinde öğretmenlerin özürlerin olduğu ilçelere atamaları yapılmalıdır. Bu atamalardan sonra özür durumuna bağlı atama süreci durdurulmalı, branş değişikliği gerçekleştirildikten sonra tekrar bu süreç başlatılmalıdır.
-27 Ağustos’ta branş değişikliği süreci başlatılmalı, Eylül’ün ilk haftasında süreç tamamlanmalıdır.
-Branş değişikliği süreci ile eş zamanlı olarak öğretmenlere iller arası becayiş hakkı verilmeli, karşılıklı yer değiştirme elektronik ortamda başvuruya imkan sağlayacak şekilde yapılmalıdır.
-Branş değişikliği süreci tamamlandıktan sonra normlar iki gün içerisinde güncellenerek özür durumuna bağlı yer değişikliği istemiş olup, atamaları gerçekleşmeyen öğretmenlerin özürlerinin olduğu yerlere Eylül’ün ikinci haftasında atamaları yapılmalıdır. Burada, illerdeki norm açığı ve norm fazlası durumuna bakılmaksızın yer değişikliği gerçekleştirilmelidir. Bakanlığın, öğretmenlerin özürlerinin olduğu ilde öğretmen fazlalığı olduğu gerekçesiyle öğretmenlerin özür durumunu çözmemesinin iki eşi de verimsizleştirmekten ve motivasyonunu bozmaktan başka bir sonuç getirmeyeceği açıktır. Bunun için öğretmeni, çalıştığı ilde olsun, gideceği ilde olsun, ‘fazlalık var’ gerekçesiyle özrünün olduğu ile ‘göndermiyorum’ demek, eğitime hiçbir katkı sağlamayacaktır. A ilinde de olsa, B ilinde de olsa fazlalık fazlalıktır. Bu durumda olan öğretmenlerin yerini değiştirmemek, diğer eşin moral ve motivasyonunu düşürmekten ve onu verimsizleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.
-Her ne kadar gecikmiş olsa da, Anadolu liselerine öğretmen seçme sınavını kazanmış olan öğretmenlerin atama süreci tamamlandıktan sonra ilk atama için süreç başlatılmalıdır.Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Gelecek sizinle daha iyi olacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Yeniden Bismillah
Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
Kim demiş her şeyin bitişi ölüm, Destanlar yayılır mezarımızdan
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ